Kulaklığın vereceği en büyük zarar yüksek volüm sebebiyle olur. Eğer çevrenizdekileri rahat duyamacağınız bir seviyede müzik dinliyorsanız(kulaklıklı veya kulaklıksız) kulağınıza belirli bir süreyi aştıktan sonra(ki bunun db/saat şeklinde grafiği vardır) kulağınıza KALICI zarar veriyorsunuz demektir. Bu yüzden burada sorun teşkil eden asıl şey sesin şiddetidir, ve tabii aşırı yalıtma buna ek şiddet olarak size dönecektir.
Ancak eğer profesyonel müzisyen ve özellikle ses mühendisi değilseniz, bu duyum kaybı kulaklarınızı aşırı hoyrat kullanmadığınız sürece ergenlikten 40-50 yaşlarına doğru yavaş yavaş olacaktır ve siz muhtemelen hiç bir fark hissetmeyeceksiniz. Bu yolla duyum araşığının %30-40'ı kaybedilebilir. Mesela dinleme sonrası kulağınız çınlıyorsa, zarar veriyorsunuz demektir. Kulaklıkla olsun veya olmasın. Bildiğim kadarıyla çınlama durumlarında tez elden uyku zararı minimize ediyor.
Kulaklığın ekstra olarak kulağın hava alan doğal ortamını bozması meselesi var ama bu da ekstrem süreler olmadığı sürece pek kayda değer bir etki değil diye biliyorum.
Ancak dediğim gibi kulaklarınızı mission critical işlerde kullanıyorsanız, yüksek sesle kulaklıkla müzik dinleme, bar ortamında birinin anca kulağına eğilerek sesini duyurabileceğin şiddette ses yayını olan yerlerde ve benzeri konserlerde kulaklarını korumadan(evet tıpa) takılma gibi lüksleriniz(?) olamaz, yapılan çılgınlık olur. 15kHz den yukarısını duymayan kimseye kız vermezler zira o ortamda. :)
Neyse, sonuç olarak ses seviyesi itibariyle çevreyi duyamayacağınız seviyede dinlenen her türlü müzik duyumunuzu yavaaaş yavaaş tıraşlar. İster kulağın içine girsin, ister dışında olsun fark etmez. Kulak içi kulaklıkların ekstra olarak hava akışını engelleme sorunu var, o da ekstrem sürelerde olmadığı sürece sorun olmaz.
İyi dinlemeler. :)
0